9 Kasım 2012 Cuma
7 Kasım 2012 Çarşamba
sleep away
Hayat işte bazen hiç keyfiniz yokken size böyle küçük sürprizler yapar. Windows 7 kullanıyorsanız ve şimdiye kadar örnek müzik klasörünün yüzüne bakmadıysanız bugün açın. Orada sizi bu şarkı bekliyor olacak.
6 Kasım 2012 Salı
Süper trio: antihistaminik antienflamatuar antisekretuar
Bugün ilk iş eczanaye gidip bu zımbırtıdan alacağım. Hatta o meşhur ıssız adaya düşersem yanıma alacağm üç şeyden biri kesiniklle bu! Saydım, almam gereken b 12, demir ve d vitamini takviyelerini burun ve göz damlasnı saymazsak, günlük sektirmeden içmem gerekenler sentetik tiroid hormonu, metformin, antihistaminik ve antienflamatuarla midede oluşacak hasar için bir de antisekretuar oh mis! Kaç etti? Çok etti. Dün gece antihistaminik içip mışıl mışıl uyumam gerekirken aslnda sabah ve yarım içmem gereken ilacımı tam içmişim. Fazla içince nasıl bir etkisi olduğunu bildiğim için kussam mı diye bile düşündüm. Sonuç sabaha kadar yanmdan kedi mi geçti, fare miydi o, duvardan ne sesi geldi, kalkıp perde mi yıkasam, yok ses çıkar, deterjan kokusundan durulmaz alerjim iyice azar, journal in kökü jour dan geliyo değil mi? Tabii ya jour da gün demek, Barcelona'ya mı yerleşsek, barcelona güzel, kalbimin sesini duyuyorum normal mi ki, durur mu ki, deprem mi olacak sanki gibi kaygı bozukluklarıyla bu saati buldum.
Bundan kelli durumu kabul ediyorum. Gencim, kimse yaşıma inanmıyor, yüzün de çok küçük gösteriyor, kaç yaşında doğurdun ki sen diyenlerin gazına gelip bu söylenenlere bir yandan sevinip bir yandan içim çürük diye üzülürken naapsaydm kırkıma kadar bekleseydim beklemedim naapaym saçıma röfle mi yaptırayım trnaklarımı mı uzatayım yiyorum işte beş yaşından beri boyum minik benim ondan öyle makyaj yapmıyorum ondan diye kimseye çemkirmiyicem. Bu kutudan alıp çantamda taşıyıcam tam da sohbet üzerine 'canım bir bardak su alabiir miyim ilaç saatim geldi' deyip ahan da bu kutuyu gösterip ilacımı içicem, en azından şaşırsalar da benle paylaşmaz, en fazla içlerinden acıyıp ah yazık bu genç yaşta ne kadar ilaç içiyor deyip susarlar, ben de rahatlarım!
4 Kasım 2012 Pazar
Ne kadan da psişik bi o kadan hisli! Peh peh peh!
Ayrılık sahnesi güzel olur mu ya la? Olur işte! Ankaralı Turgut'un fizik kurallarını zorlayan sözlere sahip ' Atakule'den at beni in aşağı tut beni ' şarkısından sonra şimdi de Ankaralı Namık'ın 'kızlar dura dura hiç olur oğlan dura dura koç olur' isimli eseri içerdiği derin sosyo ekonomik ve psikolojik saptamalarıyla yeni gözdem.
Anlaşılacağı gibi süper kaliteli damıtılmış iki kere rafine bir müzik zevkim var! (Diyemedim ya la!)
2 Kasım 2012 Cuma
Biz'e güzelleme
Günlerdir bir şarkının duygusuyla uyanıyorum uyuyorum geçmiyor!
Böyle eski böyle içinde hapşırsan kağıttan ev gibi dört yana dağılacak bir Anadol içinde aynı Erol Günaydın gibi gülen bir amcanın size yağmurlu bir günde seslendiğini düşünün. Arabaya yaklaşıyorsunuz size en yakın hastaneyi soruyor arabada Adile Naşit'e benzeyen karısı ve torunu var çocuğun ateşi çıkmış ve siz tarif etmekle kalmıyor ben bineyim size tarif edeyim mühim değil diyorsunuz. Torunu hastaneye yetiştiriyor onlara refakat ediyor üzerlerindeki para çıkışmayınca cebinizdeki son parayı veriyor ve işler yoluna girince vedalaşıp eve yürümeye koyuluyorsunuz ama yağmur yağıyor geçen bütün arabalar üzerinizi ıslatıyor üstelik yürürken boka basıyorsunuz şemsiyeniz yok ama sebepsizce manasızca bir gülümseme oturuyor yanak çukurunuza hah işte! Uzun oldu farkındayım ama öyle bir his işte. Bahsi geçen duygunun müsebbibi Flört zat-ı şahanelerinin Biz isimli güzide eseri! Son günlerde dinlediğim en mis fırından çıkmış tarçınlı kek kokusu, en mutlu çınlayan çocuk sesi en heyecanlı bakan babanın en huzurlu gülen annenin resmi... Son zamanlarda o kadar çok senin için ölüyorum sen de sev sevmezsen Allah cezanı versin vermezsen geberirim gece bana gelsene ne dediğimi anladın acil durum gibi saçmalamanın sınırlarını zorlayan çöp şeyler duydum ki dinlemek denemez buna onların üzerine biz mentollü şeker gibi mineralli su gibi viks gibi! Dedemi hatırlatan eskiyi hatırlatan güzeli özleten ama özletirken özlem duyacağınıza bugüne ne olmuş şimdi de olur ahan da soktum ayaklarımı suya ahan da köprü bak bu da korna değil horoz sesi naber diyen bir şarkı. Böyle büyük lafları var ama çaktırmıyor Mevlana'nın Mesnevi'sini okurken nasıl bir tevekkül hissi sarıyorsa içimi, öyle. Biz ne güzel bir kelimeymiş yeni fark ettim ne güçlüymüş ne ağırmış hem ne hafif anladım. Sözleri mıh gibi manifesto gibi:
biz, rayında tren gibiyiz,
istersen binersin, istersen inersin
biz, bir nehirde su gibiyiz,
istersen içersin, istersen geçersin
gel ya da gelme, bizi düşünme,
biz hep burdayız
sev ya da sevme, istersen görme,
biz hep aşktayız
hayat, denizde dalga gibidir,
bazen yükselirsin, bazen devrilirsin
aşk, senin kalbinde saklı,
bulduğun belki sensin, belki de sen değilsin
gel ya da gelme, bizi hiç düşünme,
biz hep burdayız
sev ya da sevme, istersen görme,
biz hep aşktayız!
Aaah güzel İstanbul filmini biliyor musunuz? Seyretmeyeni yaş odunla kovalarım! Orada Sadri Alışık ile Ayla Algan arasında şu diyalog geçer:
Ayşe: Ne yapacağız şimdi bundan sonra?
Haşmet: Bilmem. yaşıyoruz, iki kişiyiz ve birbirimizi seviyoruz. Korkma, Dünya'da her zaman inanılacak sağlam şeyler bulunur.
......................
Gerisi teferruat! Aşk olduktan sonra, dünyada her zaman inanılacak sağlam şeyler bulunur. Sevin ya da sevmeyin isterseniz görmeyin ey faniler! Ya siz neredesiniz? Toplantıda, trafikte, mülakatta, avm'de, soyunma kabininde, süpermarkette cips reyonunda, televizyon karşısında? Peki ...
Sami Baydar...

O yeri biliyorum artık cevabı da buldum. Bir başka kitabının adında. Dünya'dan çıkış yolları... Onun da dediği gibi 'rüyalarsa dünyadan çıkış yolları'. Neyse ki hâlâ rüyalar var!
Geçen gün Yiğit'i uyutmadan önce okurum diye aldığım kitapların birinden tiksindim. Güzel çizimleri vardı. Adı Tilki ile doktor kurbağaydı ne kadar kötü olabilirdi ki. Arkasında siz sevgili çocuklar için seçtiğimiz muhteşem bir fabl serisi falan yazıyordu. Kapağını açıp okumaya başlayınca tek bir masaldan değil kısa kısa fabllardan oluştuğunu fark ettim. Her sayfanın altında da üzerinde ders yazan bir kutucuk vardı. Fablı okudum saçma sapandı anlam veremedim derse gelince 'Unutmayın, size daha önce kötülük yapanlar sonradan yine yapabilir' yazıyordu. Sinirimden kitabı yiyecektim. Ne yapacağımı bilemedim. Neydi ki bu! Şimdi bugün Sami Bayraktar'ın öldüğünü öğreniyorum resimler yaptığını şiirler yazdığını benim memleketimde yaşadığını ve bir resmine koyduğu beni dakikalarca ağlatan o adı...
Ve evet! Ben de bir resmine koyduğu ad gibi 'Aptal değilim kendimden çok başkalarına güveniyorum.'!
Aşk
Ben, kaplumbağaların çıldıramasında
işe yaramaz kanıtların sahibiyim. Günlerce bir deniz kıyısında yürüdüm
bilmiyordum yüreğime bir gün
anımsanan insan gücü saklanacak.
Hiç belirtmeyecek bunu tanrı
zaman mutluluk verecek
yaşam iki dakika içinde
anlamadığım şeyleri yok edecek.
ve sen bir yaprak gibi yumuşayacaksın
benim sustuğum yerde.
Ve odaları olanların ürküsüyle
karanlıktan kopacaklar yürekler.
Sanki kısa bir zamandır seni bekleyen
bir bira gibi köpük içinde.
Bir mutluluk daha unutuyor o eski dilli sevgilim
eski rüyalara bakarak.
Ve dinliyor şimdi sözümüzü
hep peşimizden izimizi sürmüş bir gelecek.
O da çiçeklere terk edildiği zaman
bozulmasın dostluğumuz
kötü davranan rüya olsa bile.
Sami Baydar
Dünya İnancı
ayla aramızda bu görünen deniz
kısa dağlar yok
başka bir uzaklık var
onun aysarlığında var
maddeye dönüşmüş
yanıma dek gelen engebeye bak
kuş uçumu dedikleri uzaklığa bak-
eğer kıvrımlardan çatlamadıysa
başımın altındaki yastık
ayışığından kurumadıysa gitarım
kabımdaki sütü içmediyse aslan
kalbim her renkte çizgiyle
almıştır bu gece kanıma ayışığını
burada düş görmediğime inan
aslan seni bekledi-
bir güneş dönüyor sana
senin bir düşün olsun, bunu al-
kısa dağlar yok
başka bir uzaklık var
onun aysarlığında var
maddeye dönüşmüş
yanıma dek gelen engebeye bak
kuş uçumu dedikleri uzaklığa bak-
eğer kıvrımlardan çatlamadıysa
başımın altındaki yastık
ayışığından kurumadıysa gitarım
kabımdaki sütü içmediyse aslan
kalbim her renkte çizgiyle
almıştır bu gece kanıma ayışığını
burada düş görmediğime inan
aslan seni bekledi-
bir güneş dönüyor sana
senin bir düşün olsun, bunu al-
Sami Baydar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)