6 Kasım 2012 Salı

Süper trio: antihistaminik antienflamatuar antisekretuar

 Bugün ilk iş eczanaye gidip bu zımbırtıdan alacağım. Hatta o meşhur ıssız adaya düşersem yanıma alacağm üç şeyden biri  kesiniklle bu! Saydım, almam gereken b 12, demir ve d vitamini takviyelerini burun ve göz damlasnı saymazsak,  günlük sektirmeden içmem gerekenler sentetik tiroid hormonu, metformin, antihistaminik ve antienflamatuarla midede oluşacak hasar için bir de antisekretuar oh mis! Kaç etti? Çok etti.   Dün gece antihistaminik içip mışıl mışıl uyumam gerekirken aslnda sabah  ve yarım içmem gereken ilacımı tam içmişim. Fazla içince nasıl bir etkisi olduğunu bildiğim için kussam mı diye bile düşündüm. Sonuç sabaha kadar yanmdan kedi mi geçti, fare miydi o, duvardan ne sesi geldi, kalkıp perde mi yıkasam, yok ses çıkar, deterjan kokusundan durulmaz alerjim iyice azar, journal in kökü jour dan geliyo değil mi? Tabii ya jour da gün demek,  Barcelona'ya mı yerleşsek, barcelona güzel, kalbimin sesini duyuyorum normal mi ki, durur mu ki, deprem mi olacak sanki gibi kaygı bozukluklarıyla bu saati buldum. 
 
Bundan kelli durumu kabul ediyorum. Gencim, kimse yaşıma inanmıyor, yüzün de çok küçük gösteriyor, kaç yaşında doğurdun ki sen diyenlerin gazına gelip bu söylenenlere bir yandan sevinip bir yandan içim çürük diye üzülürken naapsaydm kırkıma kadar bekleseydim beklemedim naapaym saçıma röfle mi yaptırayım trnaklarımı mı uzatayım yiyorum işte beş yaşından beri boyum minik benim ondan öyle makyaj yapmıyorum ondan diye kimseye çemkirmiyicem.  Bu kutudan alıp çantamda taşıyıcam tam da sohbet üzerine 'canım bir bardak su alabiir miyim ilaç saatim geldi' deyip ahan da bu kutuyu gösterip ilacımı içicem, en azından şaşırsalar da benle paylaşmaz, en fazla içlerinden acıyıp ah yazık bu genç yaşta ne kadar ilaç içiyor deyip susarlar, ben de rahatlarım!
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder