12 Mart 2014 Çarşamba

522

Metrobüs durmuyormuş Okmeydanı durağında yolcular inip yürümek zorunda kalmışlar emir almışlar ne yapacaksın peki 522 ye binerim mecidiyeköye geçer oradan yürürüm ben varınca ararım şarjım az tamam ne yapalım kısmetse buluruz birbirimizi nah buluruz! Sabah yiğiti önce kontrole götürüyorum doktor anlatıyor öksürüğü azalmış ama hazirana kadar ilaca devam alerji ayı atakları önler maskeden çok bunaldı kessek artık olmaz pazartesiye kadar devam etsin çok huysuz ilaçlar yapar normal tamam o zaman yiğit koşma dönen kapı çarpar seni okula bırakayım okulu sevmiyorum okul çok eğlenceli ben eğlenmeyi sevmiyorum üzme beni yiğit sen hislerimi kırma anne beni sevmiyosun çok seviyorum oğlum veli kahvaltısı var cumartesi unutmayın tamam gelirim gelir görürürm tamturlu tektaşlı röfleli balyajlı sürekli evlerinde çalıştırdıkları kadınlardan hamamböceği çocuklarından çocuklarından kaşıkçı elması gibi bahseden kadınlarla zıkkımlanırım şimdi gidiyorum ağırlaşırsa arayın olur mu tamam şimdi 522 yetişirim yetişirim otobüste teyze konuşuyor hepiniz uyuyorsunuz memlekette cenaze var şoför bağırıyor yanındaki amcaya teyzeyi gösterim sustur şunu diye zaten hızlı yürümüşüm nefes nefeseyim sinirim tepemde konuşsun sana ne ne zararı var diye tersleniyorum şoföre bütün otobüs susup bana bakıyor birden kediye dönüyor şoför rahatsız olanlar var diyor kim rahatsız oluyor sana  şikayet eden var mı diyorum susuyor kuzu değiliz biz çobana ihtiyacımız yok biri rahatsız olursa kendi söyler teyzeye bırak konuşsun diyorum sonra bir kadın biniyor okmeydanından geçer mi diyor şoför normalde geçer ama bugün geçmez 'olay' var diyor. Kadın biniyor cenaze diye düzeltiyor cenazeye mi gideceksiniz diyorum susup bana bakıyor gözlerini evet anlamında sıkı sıkı kapatıp başını öne eğip kaldırıyo sus duymasınlar der gibi! sonra yok ben hastanenin oraya gidicem diyor! Terör eylemine giden iki terörist iş birlikçiymişiz gibi kıyın kıyın yanıma yanaşıyo uyuz oluyorum! Niye öyle dedin der gbii yüzüne bakıyorum kıyamıyorum. Mecidiyeköyde iner yürürsün diyorum. Durakta iniyorum sonra yanıma ben boylarda bir abla yakalışıyor ben de cenazeye gidicem birlikte yürüyelim mi diyor. Fadime adı. Ben Tunceliliyim Dersimliyim diyor öpesim geliyo omzundan tutup sarılıyorum minicik zaten. Kardeşim gelecek onunla buluşucam aslında ama bilmiyorum pek diyor. O arada Emel arıyor biz çağlayandayız geliyorum oraya diyor, Geliyor başlıyoruz yürümeye bir süre sonra durmaya yürümek mümkün değil! Duruyoruz öyle katil var hırsız var teyze geliyor evladım benim tansiyonum var biraz şurada oturayım yol ver. Saate bakıyorum üç buçuk yiğit dört buçukta eve gelecek karşılayacak kimse yok, eve dönmem lazım, geri yürümeye başlıyorum kalabalığı yararak bekliyorum iki kadın kalabalığa bakıp söyleniyor 'olay' çıkarmasalar bari esnafa da zarar veriyorlar! Otobüs geliyor geliyor biniyorum. İki teyze çarpıyor gözüme yakalarında Berkinin  fotoğrafı ellerinde rulo yapıp katladıkları bir döviz. Birinin başı örtülü biri açık telefonu çalıyor birinin dönüyoruz kızım diyor merak etme çok kalabalıktı. Önden genç bir kız sesleniyor cenazeye katıldınız mı ben gidemedim iş için müşteri ziyaretim vardı gitmesem çıkarırlardı deyip ağlamaya başlıyor. Teyzelerden biri biz çok çalıştık emekli olduk şimdi kızım sizin yerinize de gittik üzülme diyor.  Sonra bakıyorum önde bir teyze naylon poşetinden peçete çıkarmış çaktırmadan ağlıyor. Müşteri ziyaretinden dönen genç kız dün hiç uyuyamadım uyumaya çalışınca hep Berkinin yüzünü gördüm diyor katıla katıla ağlamaya başlıyor sonra bakıyorum yanındaki amca eğilip çantasından bir şey arama bahanesiyle yere sonra cam tarafına dönüyor o da ağlıyor! Ben de ağlıyorum! Arkadan bir amca bağırıyor bizim tarafa doğru kıydılar evladımıza diyor. Şoför dönüp bakıyor gözü biz de başını sağa sola sallayıp duruyor çık çıklıyor. Biri çıkıp kasayı boşaltsınlar kaçıp gitsinler alsınlar ne kadar para istiyolarsa yeter bıraksınlar artık bizi de yavrularımızı da diyor. Sonra ben Tuzlaya gidecektim diyor genç kız durağı kaçırmasın diye herkes burada inmen gerek diye uyarıyor kız iniyor birileri biniyor binenler garip garip bize bakıyor. Yola bakıyorum sonra sağlam irade kısıklı muhtar adayı belediyemiz kurufasulyeci fidanlık ayağa kalkıp düğmeye basıyorum ekmek alıp eve giriyorum hala yaşıyor olmanın utancı elimde ekmek en az 16 kilo!  Eve dönüyor olabilmenin ağırlığıyla kapıyı açıyorum...  Bugünü diyorum kendime. Unutma!

4 yorum:

  1. Ah o naylon poşetlerdeki peçeteler beni mahvetti. Başladım gene ağlamaya.

    YanıtlaSil
  2. Oy, o amcayla teyzelere kurban olunur ya. O bık bık edenler, bizim karşı penceredeki huysuz pinpon gibi bi defolup gitseler keşke. Kimi için "olay", kimi için "cenaze". Vicdanen kocaman o farkı anlamaktan bile acizler.

    YanıtlaSil
  3. Bence ülkece psikolojik tedavi görmeli destek almalıyız hepimiz! Nasıl başa çıkıcaz bilmiyorum...

    YanıtlaSil
  4. Terapiye tepedekilerden baslasalar bari, ihtyaca binaen... Gerci once ihtiyaci oldugunu kabul etmek, dunyayi doviz ve kur penceresinden gormemek, gogus kafesindeki kan pompalayan organi kullanmak lazim.

    YanıtlaSil